Yavuz Ağıralioğlu: "Siz milletinize yaslanmak yerine PKK'ya yaslanmaya karar verdiniz"
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Meclis'te kurulan komisyona ilişkin olarak, "Öcalan'a bu kadar söverek iktidar oldunuz. Şimdi Öcalan'ı överek iktidarda kalıyorsunuz. " dedi.

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na ilişkin olarak, "Bu millet sizin deneme tahtanız değil" dedi. Ağıralioğlu, şunları kaydetti:
"Bu utanmazlığın elinde bu memleketi, bu milleti örselemenize razı olmayacağız. Biz sizden bıktık. Sizin insanların inancını yargılamanızdan, ne kadar vatansever olduğumuzu tartma cüretkârlığınızdan bıktık. Sizin söylediklerinize itiraz edince milliyetçiliğimizin sorgulanmasından, sizin yaptıklarınıza hassasiyet gösterip, 'Böyle olmaz, dindarlığımız böyle şeylere heves etmez' deyince Müslümanlığımızın tartılmasından bıktık. Samimiyet testlerinizden, sadakat testlerinizden bıktık. Her söylediğinizin doğru olduğu duygusuyla, daha önce tam tersini söylemiş olsanız bile son söylediğinize inanmamızı beklemenizden bıktık. Sizin çok büyük adamlar gibi davranıp çok büyük adamlar gibi olduğunuzu söylememizi beklemenizden de bıktık. Büyük adamlarsınız.
"'Öcalan'ın bir terörist olduğunu, teröristten medet umanın alçak olduğunu' söyleyerek seçildiniz"
Öcalan'a bu kadar söverek iktidar oldunuz. Şimdi Öcalan'ı överek iktidarda kalıyorsunuz. 'Öcalan'ın bir terörist olduğunu, teröristten medet umanın alçak olduğunu, kim bunlarla görüşürse namussuz olduğunu, bunlardan medet umanların devleti, milleti yıkacağını' söyleyerek seçildiniz. Şimdi Öcalan'a 'kurucu önder' diyorsunuz. Hem de Alparslan Türkeş'in kabrinde diyorsunuz. Bunu da söyleyince, size inanmayanlara sövüyorsunuz. Buna da milletinizi inandırıyorsunuz. Sizin bu cüretkârlığınızdan bıktık biz. Efendim, sadece sizden bıkmadık. Size bu konuşma metinlerini yazan danışmanlarınızdan da bıktık. Size bu prompter cihazlarını hediye eden, alacak kimse, onlardan da bıktık. Bu prompter cihazlarına hikmetli sözler söyleyip 'Ulan, nasıl güzel konuşma yaptık yahu' falan diye salonları terk etmenizden bıktık. Her güzel konuşma şehvetinize, geçmişte ne söylediğinizin umursanmadan, geçmişte ne dediğinize bağlı olmadan, 'Yahu, mahcup oluruz, eskiden bunun tersini söylüyorduk' falan diye hiçbir muhasebe imkânınız, muhasebe hassasiyetiniz olmadan, 'Bugün söylediğimizde devam edelim, yarın tam tersini söylesek de ona da inandırırız' şımarıklığınızdan bıktık.
"Devletin size emanet edilmiş hiçbir şeyini koruyamadınız"
Biz size devleti verdik, kurtaramadınız. Biz size Meclis’i verdik, kurtaramadınız. Biz size 25 yıldır iktidar verdik, kurtaramadınız. Biz size 40 bin şehit verdik, kurtaramadınız. Biz size ülküdaşlarımızın aziz hatıralarını verdik, kurtaramadınız. Koca bir hareketi verdik, kurtaramadınız. Şimdi bize diyorsunuz ki, 'Millîi Birlik ve Dayanışma Komisyonu kurduk, kurtaracağız'. Komisyonla kurtaracaklar bizi. Devleti koruyamadınız, memleketi koruyamadınız, sınırlarımızı koruyamadınız, paramızın değerini koruyamadınız, hazineyi koruyamadınız, adaleti koruyamadınız, çocuklarımızın hayallerini koruyamadınız, ormanları koruyamadınız, kadınları koruyamadınız. E-imza ele geçirildi, diplomaları koruyamadınız, sınav sorularını koruyamadınız. Devletin size emanet edilmiş hiçbir şeyini koruyamadınız. Kudretle iktidar verdik, siz de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye bir şey uydurdunuz. Devletin bütün imkânlarını tek imzayla yönetme imkânı verdik. Bizi koruyamadınız, milletinizi koruyamadınız. Tarihinizi koruyamadınız.
"Öcalan'la beraber yürümeye karar verdiniz"
Şahsiyetimizi koruyamadınız. Şerefimizi koruyamadınız. Cumhuriyetimizi koruyamadınız. Şimdi bize diyorsunuz ki, komisyon kurduk. Sizin geleceğinizi koruyacağız. Sizin siyasi sicilinize itimatsızlığımızın sebebi sizsiniz. PKK'lılar hep aynıydılar. Bunlar hep aynı ahlaksızlığın ama aynı alçaklığın konusuydular. Bunlardan medet ummadık. Biz sizden medet umduk. Siz milletinize yaslanmak yerine PKK'ya yaslanmaya karar verdiniz. Tayyip Bey açıklama yaptı. Grubu da beklemiyordu, millet şok oldu: 'Biz, DEM, MHP en azından üçümüz beraber yürümeye karar verdik...' laflara bak, laflara. Şu konuşmalara bak. Dertliyiz biz, dertli. Derdiniz de siz. Öcalan'la beraber yürümeye karar verdiniz. Komisyon kurdunuz, komisyonun adını Terörsüz Türkiye giyotinine çevirdiniz, mevzu bu. Terörsüz Türkiye. Terörsüz Türkiye deyince iyi planlamışsınız. Terörsüz Türkiye itirazlarına ne diyorsunuz ki? Bunlar kandan besleniyorlar. Beraber olduğunuz, müttefiki olduğunuz adamlar Terörsüz Türkiye bile demiyorlar. Onlar alınganlık ederler diye komisyonun adını değiştiriyorsunuz. Terörsüz Türkiye Komisyonu diyemiyorsunuz çünkü razı olmuyorlar. Daha önce 'PKK’lı' dediğiniz, 'Kandil’in Meclis’teki uzantıları' diye sövdüğünüz adamlara yol arkadaşı oldunuz. 'Beraberiz, dertliyiz, bu yolu beraber yürümeye karar verdik' diye açıklama yapıyorsunuz. Öcalan’a ve Kandil’e nezaket gösterip komisyonun adını Terörsüz Türkiye diye yazamıyorsunuz. Millî Birlik, Dayanışma ve Kardeşlik Komisyonu.
"Bu devletin onurunu kim düşünecek? Bu 40 yıllık mücadelede şehitlerimiz var"
Millî Birlik, Dayanışma ve Kardeşlik Komisyonu. Yani komisyona itiraz ederseniz, millî birliğe, kardeşliğe ve dayanışmaya itiraz eden adam oluyorsunuz. Üstümüze koymuşlar giyotini, her itiraz eden millî birliğe, dayanışmaya ve kardeşliğe itiraz ediyor. DEM, PKK, Kandil falan, bunların hepsi de Kardeşlik, Millî Birlik ve Dayanışma Komisyonu üyesi.
Öcalan'ın röportajlarını duysunlar, okutsunlar millete. Şeffaflık falan öyle olmaz. Bu televizyonda hükümetin siyasi propagandasına eklenip hükümeti ululamaya yönelik iş gazetecilik değildir. Öcalan diyor ki, 'PKK yenilmiş gibi bir algıya onurunuzu rencide etmem'. Yani bu itler, 40 yıllık yaptıkları terör faaliyetinde 'Yenildik de silah bırakıyoruz'. falan gibi bir şeyi, ne onurları varsa, bu kadar olumsuzlukla yaptıkları işten onur diye bir şey konuşuyorlar. İçeride yatan İmralı canisi, PKK’lıların onurunu korumak için diyor ki, 'Sembolik olarak silah bırakacaksınız, 30 kişi, buna bir şey ayarlayalım'. Bu devletin onurunu kim düşünecek? Bu 40 yıllık mücadelede şehitlerimiz var."