Yüz binlerce dar gelirliye ev müjdesi! Detayları Erdoğan açıkladı

Sosyal konutlara sahip olma şartlarını, evlerin modelleri, şehirleri, uygulama özellikleri, ödeme ve vadeyle ilgili tüm ayrıntıları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzde 10 peşinat, 894 lira taksit ve 240 ay vadeyle evlerin sahiplerine verileceğini söyledi.

Gündem Yayın: 12 Aralık 2019 - Perşembe - Güncelleme: 12.12.2019 12:52:11
Editör -
Okuma Süresi: 8 dk.
1538 okunma
Google News

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının koordinesi, Hazine ve Maliye Bakanlığının desteğiyle gerçekleştirilecek projenin tanıtımı,  Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapıldı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasının ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak arasında protokol imzalanarak her yıl 100 bin sosyal konut projesinin ilk adımı atıldı.
 

Asgari ücretli ve dar gelirli vatandaşlar, TOKİ aracılığıyla yapılacak konutlara uzun vadeli, kiradan daha ucuz bir maliyetle sahip olabilecek.

 

100 BİN KONUT İÇİN İMZALAR ATILDI

 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum 100 bin konut için protokole imza attı.

 

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları:

 

Toplu konut idaremizce hayata geçirilecek 100 bin konut kampanyasının imza töreni vesilesiyle sizlerle beraberiz. Sizleri bu anlamlı tören vesilesiyle ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kampanyaya öncülük eden çevre ve şehircilik bakanlığımız ile finansmanına destek veren hazine ve maliye bakanlığımızı şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Böylece 17 yıldır sürdürdüğümüz şehircilik hamlesine yeni bir altın halka daha eklemiş oluyoruz.

 

Bugüne kadar 857 bin konut inşa ettik. Aynı zamanda 24 bin derslikli okullar, 40 bin yatak kapasiteli hastaneler, kamu kurumlarımızın hizmet binaları, stadyumlar, çok sayıda sosyal ve kültürel tesis TOKİ tarafından ülkemize kazandırıldı. 96 millet bahçesi de yine TOKİ tarafından inşa ediliyor.

 

Bugünkü tanıtım töreniyle 2020 programımız kapsamında ülkemizin 81 vilayetinde 100 bin konutun daha inşa sürecini başlatıyoruz. İnşallah yılbaşı itibariyle temeli attıktan sonra azami 1 ile 1,5 yıl içinde konutları bitirip sahiplerine teslim edeceğiz. Hedefimiz bundan sapma olmaması ve vatandaşlarımızın zemin artı iki, zemin artı üç, zemin artı dört olmak üzere bu binalara yerleşmeleri. Bunu sağlamak suretiyle hem depreme dayanıklı hem de görünümü itibariyle gerçekten kadim tarihimizdeki mahalle kültürünü yeniden hakim kılmanın adımlarını atmış olacağız.

 

YÜZDE 10 PEŞİNAT, 894 LİRA TAKSİTLE, 240 AYA VARAN VADE

 

Bu projelerle vatandaşlarımıza yüzde 10 peşinatın artından kalan tutarın tamamı için aylık 894 liradan başlayan taksitler ve 240 aya varan vadelerle ev sahibi olma imkanını sağlayacağız.

 

Bu konutlar 2+1 brüt 75-85 metre kare ile, 3+1 brüt 100 metre kare olarak projelendirilecektir. 100 bin konutluk bu projenin toplam yatırım bedeli 17 milyar 300 milyon lirayı buluyor. Bu kampanya kültürel bakımdan da önemli. Her şeyden önce bu konut projeleri, meydanı, camisi, parkı, yeşil alanı, bina cepheleri ve diğer tüm özellikleriyle geleneksel mahalle kültürümüzü yaşatacak şekilde tasarlanacaktır.

 

BÖLGELERE GÖRE EVLER

 

Burada bazı özellikleri ortaya koymak istiyorum. Örneğin, Karadeniz; geleneksel yığma taş yapıları andıracak biçimde cephede zemin kat taş kaplamalar, üst katlarda ahşap hissi verecek kaplamalar ve eğimli çatı saçaklarını destekleyen nitelikte Karadeniz'e özgü yöresel ahşap ve taş yapı elemanları karma biçimde kullanılmaktadır.

 

Marmara bölgesiyle alakalı ise; Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı olması nedeniyle bu bölgede hem geleneksel hem de modern yapılar yapıyoruz. Ege’nin geleneksel dokusuna uygun çözümlemeleri orada yapacağız. Akdeniz’e gelince, iklimiyle barışık güneş ışınlarını yansıtacak canlılıkta doku ve renkleriyle sade ve yalın cephe çizgileri, yer yer teraslarıyla geleneksel kemerli pencerelerle Akdeniz mimari kültürü burada da yaşatılmaktadır.

 

İç Anadolu bölgesine gelince, kıvrımlı yolları, şirin sokakları, ahşap süslemeleri bitişik düzenli yapıları ve cumbalı evleriyle mahalle kültürünü benimseten konutlar yapacağız. Doğu Anadolu’ya gelince, arazinin zor şartlarına cevap verebilecek nitelikte cephe unsurlarının bölgenin yapısına uygun malzemelerden seçilmesine özen gösterilmektedir.

 

Yakın tarihte ülkemizin yaşamış olduğu ekonomik ve sosyal krizlerin diğer alanlarla beraber şehirlerimiz üzerinde de olumsuz etkileri olmuştur. Hiç şüphesiz bu menfi etkilerin başında çarpık kentleşme gelmektedir. Bizim 17 yıldır ortadan kaldırmaya çalıştığımız çarpık kentleşme sorunu 1950’lerden itibaren başlayan, göçlerin sonuçlarından bir tanesidir. İnsan oğlu göğe yakın değil toprağa yakın yaşamalıdır. Ama öyle konutlar yapıldı ki 40 kat 50 kat; bu binaların içerisinde yaşamak aslında mümkün değil. Bu bizim komşuluk hukukumuzu da ortadan kaldırdı. Aynı bina içinde yaşıyor, birbirlerini tanımıyorlar. Komşu ölüyor, diğerinin ondan haberi yok. Bu bize yakışmıyor. İşte onun için bizim yeniden o geçmişte olduğu gibi mahalle kültürümüzü inşa etmemiz lazım. 

 

Ve bunu inşa ettiğimiz zaman dayanışmamız çok daha farklı olacaktır. Çeşitli nedenlerle kırsaldan göç eden vatandaşlarımız genellikle denetimsizlik neticesinde şehirlerin etrafına gecekondu dediğimiz sağlıksız yerleşim yerleri kurmuşlardır. Siyasetçilerin göz yummasıyla bu gecekonduların sayısı artmıştır. Belki bu anda hoş geliyor olabilir ama bu aslında oralara yerleşenlere birer ihanettir. Çünkü ne sokaklar sokak, ne altyapı var, hiçbir şey yok. Herhangi bir depremde; işte daha yeni Konya’da olan hadiseyi duydunuz. Yığma bir gecekonduda üç tane çocuk öldü. Şimdi bunlara eyvallah etmek mümkün mü? İstanbul gibi bir şehirde ne yazık ki aynı şeyler yaşanıyor. Şimdi biz bunlara on yıllar boyunca yoksulluğu çoğaltan politikalar eklenince sorun içinden çıkılmaz hale gelmiştir. 

 

1984’ten itibaren bölücü terörle, çarpık kentleşme diğer bölgelerimize de yayıldı. Çarpık kentleşme ve gecekondulaşmanın şehirlerimizin sadece yapısını kültürünü değil sosyal dokusunu da tahrip ettiğini gördük. suç oranlarından, uyuşturucu kullanımına kadar birçok sıkıntıyla yüzleşmek zorunda kaldık. Bir dönem İstanbul gibi şehirlerimizde devletin adeta hiçbir varlık gösteremediği gettolar, varoşlar türedi. Marjinal terör örgütleri bu bölgeleri militan devşirme aracı olarak kullandı. Suyun, elektriğin, okulun, altyapı hizmetlerinin olmadığı sağlıksız şartlarda insanımız yaşamaya mahkum edildi.

 

1994 yılında İBB Başkanı olduğumda karşımızda gerçekten korkunç bir manzara bulduk. Havası solunmayan, suyu olmayan varsa da içilmeyen, çöp dağlarının patladığı bir İstanbul devraldık. Çarpık kentleşme ve gecekondulaşma sorunu İstanbul’da had safhadaydı. Aynı şekilde İzmir’de; Kadifekale. Gecekondulardan geçilmiyor, hala öyle. Rezillik üzerine rezillik. Ankara’nın bir kısmı yine öyle. Kentsel dönüşüm diye ortaya çıktık, çünkü bunların değişmesi gerekiyordu. 

 

İşte 1 milyona yakın TOKİ vasıtasıyla yaptığımız konutlar bunun adımlarıydı. Günden güne büyüyen, yangınlarda, depremlerde vatandaşlarımızın can güvenliğini tehlikeye atan çarpık kentleşme sorununa çözüm bulmak için kolları sıvadık.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.