Türkiye artık darbeler ülkesi olmayacak!
En kötü demokrasi en iyi darbeden bile daha iyidir...
Geçtiğimiz haftasonu darbeyi çağrıştıran 104 Emekli Amiralin gece yarısı yayınladığı bildiri ile darbe konusu yeniden gündemimize girdi.
Bu topraklarda darbe geçmişi Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerine kadar gider. Osmanlı İmparatorluğu, zaman zaman askeri isyanlar olsa da temelde darbe sayılabilecek 30 Mayıs 1876'da Mithat Paşa önderliğinde, Padişah Abdülaziz'in tahttan indirilip yerine V.Murat'ın getirmesi, bir diğeri de 23 Ocak 1913'de İttihat ve Terakki üyelerinin padişah Abdülhamit'i tahttan indirip yönetime el koymasıdır.
İttihat ve Terakkiciler her ne kadar vatanperver olarak gösterilse de ve savaşlarda mücadele etseler de Osmanlı topraklarının dağılmasını önleyemediler. Balkanlar'da ve Kafkaslar'da hakimiyetimizi kaybetmemize sebep olmuşlardır.
Yani darbe bize fayda sağlamamıştır.
Sonrasında yeni kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti de darbelerden çok çekti.
1960'da darbe,1971'de muhtıra,1980'de darbe yaşadık.
Ardından 28 Şubat 1997'de postmodern darbe, 2007'de bir gece yarısı e-muhtıra şeklinde daha farklı versiyonlarıyla karşımıza çıktı müdahaleler.
En son ve hafızalarımızda henüz tazeliğini koruyan 15 Temmuz 2016'da darbe girişimi milletin kendi iradesine sahip çıkmasıyla başarıya ulaşmadı.
Gerçi 1962-1963 yıllarında Talat Aydemir önderliğinde yapılan başarısız darbe girişimleri de tarihte yerini aldı.
Bütün bunlara bakınca belli periyotlarda ya darbe,ya muhtıra ya da son zamanlarda postmodern veya e-muhtıra ile farklı formatlarda müdahaleleri görmekteyiz.
