Soylu dediğini yaptı, affetmedi!
Dün sabah Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınıp, yerlerine kayyum atandığı büyük operasyonu TV kanallarından öğrendiğim anda ilk aklıma gelen "devlet affetmiyor, gereğini yapıyor" oldu.
Çünkü yerel seçimlerde ekonomik krizden sonra en çok tartışılan konu; HDP listelerine serpiştirilmiş terörle bağlantılı olduğu iddia adaylardı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 25 Mart 2019'da TRT Haber'de katıldığı programda sayılarını vermişti:
"378 meclis üyesi adayının terör örgütleriyle iltisaklı olduğu tespit edildi. Bunun 325'i PKK/KCK ve HDP iltisaklı. Muhalefetten 178 aday hakkında PKK'dan adli ve idari işlemler yapılmış, 45'i hakkında FETÖ'den, 4'ü hakkında DEAŞ'tan işlem var."
Sonra da net olarak demişti ki:
"PKK ile iltisaklı ve irtibatlı belediye meclis üyesi adayların hiçbirisi belediye meclis üyeliği yapamazlar. Bunların PKK ile hala iltisakları ve irtibatları söz konusudur. Biz hepsini açığa alırız. Ben İçişleri Bakanıyım, adamın terörle ilgisini gördüğüm andan itibaren suç duyurusunda bulunurum, dosyasını açtırırım, hemen açığa aldırırım..."
***
Ve nitekim tam 4.5 ay sonra dediğini yaptı.
Affetmedi!
Seçim dönemi, PKK teröründen içi yanan Türk halkının, göz göre göre HDP listelerine konularak vicdanını sızlatan bu isimlere yönelik operasyon "sürpriz olarak" nitelendirilse de aslında o bölgeyi iyi takip eden, Ankara siyasetini iyi okuyan gazeteci ve yorumcular için "beklenen bir gelişme" olarak değerlendiriliyor.
Zira düğmeye 31 Mart yerel seçimlerinin hemen ertesi günü basıldı.
YSK 31 Mart seçimlerinde Diyarbakır-Bağlar, Van-Tuşpa, Edremit ve Çaldıran, Erzurum-Tekman ile Kars-Dağpınar belediye başkanlarının KHK'li oldukları iddiasıyla mazbatalarını vermedi.
YSK, en çok oy alan ikinci adaya mazbatalarını vererek, HDP'li bu 6 belediye başkanını ve 68 belediye meclis üyesini hain oyunun dışına itti.
Ardından İçişleri Bakanlığı, valiler aracılığıyla Tatvan ve Çaldıran başta olmak üzere pek çok ilçe ve beldede KHK'li, PKK'lı oldukları iddia edilen belediye meclis üyelerinin üyeliklerini düşürdü. HDP'nin yayınladığı listeye göre toplamda görevden alınan, uzaklaştırılan 85 belediye başkanı ve belediye meclis üyesi var.
***
Dünkü görevden almalara gelince;
Her zaman demokratik yönetim çerçevesinde halkın iradesine sahip çıkılması meşruluğunda, sandıkla gelenin sandıkla gitmesi gerektiğini savunan biri olarak, eğer normal şartlarda dün sabahki operasyon gerçekleşse idi inanın ben de "halkın iradesi gasp edildi, bu bir siyasi darbedir" derdim.
Ama durum hiç de öyle değil...
Yayınlanan belgelere göre anormal bir durum söz konusu.
Nerden baksanız terör bağlantısı ve desteği ile karşılaşıyorsunuz.
31 Mart'ta Diyarbakır, Van ve Mardin başta olmak üzere "kayyumdan kurtardık" diye sosyal medya üzerinden paylaşım yapanlar, seçimin üzerinden geçen 4.5 ay gibi kısa sürede bu güzelim kentleri "kurtarılmış şehir" durumuna getirmiş.
***
Belediye başkanları, bu sürede tam anlamıyla PKK'nın emrinde görev alan siyasetçi gibi çalışıp belediyenin imkânlarını sonuna kadar terör örgütünün emrine sunmuş.
Suç listesi uzun ama tek başına polisimizi, askerimizi şehit eden teröristlerin cenazelerine katılıp, defin işlemlerini gerçekleştirmeleri,
Teröristlerin ailelerine taziye ziyaretinde bulunmaları,
Devletin terörle mücadelesini kınayan basın açıklamalarında ön safta yer almaları,
Kayyum döneminde terörle bağlantılı oldukları gerekçesiyle görevden uzaklaştırılanları yeniden işe almaları,
Belediyelerin resmi internet sitelerinden ve personel kartlarından Türk Bayrağı'nı çıkartmış olmaları bile yeterli neden...
Ve bir de Kurban Bayramı'nda terörist mezarlarına gerçekleştirilen ziyaretler, bardağı taşıran son damla oldu.
