Tünelin ucunda ışık göründü mü ne?

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın 10 Nisan'da açıkladığı ilk ekonomik reform paketinde yapısal dönüşüm adımları vardı. Ancak bu paket, iş dünyası başta olmak üzere kamuoyundaki tüm kesimlerde altyapısı hazır olmadığı için beklenileni veremedi.

Bakan Albayrak dün de ikinci paketi açıkladı. Bu da imalat ve ihracat sektörlerinde katma değerli teknolojik üretim yapan firmaları destekleyecek kredi paketinden oluşuyor. Yeni paketin iş dünyasındaki yansımasının bu sefer olumlu olmasını temenni ediyorum. Çünkü üretimin olmadığı yerde istihdam olmaz, istihdamın olmadığı yerde de büyüme olmaz. O yüzden pakette benim en çok dikkatimi çeken ve ileriye dönük olarak da umutlanmama sebep olan işsizlik oranlarına dair "işsizlikte en kötüyü geride bıraktık. Trend aşağı yönlü gitmeye başladı" sözleri oldu.

Çünkü içinde bulunduğumuz ekonomik krizde, işsizlik ve istihdam oranları ile neredeyse Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık.

Yüzde 14,7

Hem de yılın ilk iki ayı. Ocak ve şubat aynı oranlarda seyretti.

Geriye dönük kriz dönemlerine baktım.

Son 25 yılda 3 büyük ekonomik kriz yaşamışız, bu 4.'sü.

1994 krizi, 2001-2002 krizi,  2009 krizi ve 2018 Ağustos'unda başlayan ve halen şiddetini artırarak devam eden finansal kriz.

TÜİK verilerine göre;

1994 krizinde işsizlik oranımız yüzde 8,5 idi.

2001 ekonomik krizinde işsizlik oranı yüzde 8,4 oldu. 2002'de bu oran hızla artarak yüzde 10'a çıktı.

Küresel krizin başladığı 2008'de işsizlik oranı yüzde 11 idi.

2009'da ise rekor kırdı. Yüzde 14,8'e çıktı. Yani sayısal olarak 3 milyon 559 bine ulaştı.

Ancak AK Parti iktidarının yapısal mali reformları sonucu bu sayının 2012'de 1 milyon 935 bine kadar gerilediğini belirtmeliyim.

                              ******                       ******                      ******

Son 10 aydır yani 2018'in ağustos ayında başlayıp dış baskılarla devam eden sistematik finansal saldırının yarattığı ekonomik krize gelince... 

 Aylara göre bile işsizlikte sürekli artış söz konusu.

2017'de yıllık işsizlik oranı yüzde 10,9 iken, 2018'in temmuz ayında yani saldırı başlamadan önce yüzde 10,8 idi. Ağustosta önce yüzde 11,1'e, ardından eylülde ise 11,4'e çıktı.

Aralık 2018'de ise yüzde 13,5 idi.

2019'un ocak ayında ise yüzde 14,7'ye fırladı, şubat ayında da bu oranı korudu. Yani, küresel krizin yaşandığı o büyük 2009 krizindeki yüzde 14,8'e ulaşmasına 0,1 gibi küçük bir oran kaldı ki, bu yaşadığımız krizin derinliğini bile tek başına gözler önüne seriyor. 

Yani, resmi rakamlara göre işsiz sayımız 4 milyon 730 bin. Ve geçen yılın şubat ayından bu yılın aynı ayına göre tam 1 milyon 376 bin kişi işsiz kalmış.

Aynı dönemde istihdam oranı da yüzde 46,6'dan yüzde 44,8'e gerilemiş.

O yüzden dün Bakan Albayrak'ın işsizlik üzerine yaptığı "İşsizlikte en kötüyü geride bıraktık. Ocak ve şubat geride kaldı. Özellikle mart ve nisan aylarına baktığımızda 500 binin üzerinde SGK girişi görüyoruz. Haziran ve temmuzda bu rakam 1 milyonun üzerine çıkacak, işsizlikte trendin aşağı yönlü gittiğini görmeye başladık" sözleri bende 'tünelin ucundaki ışığı görmek' gibi bir izlenim bıraktı.

 İnşallah da öyledir...