Kılıçdaroğlu'ndan sert sözler: 'Bilim Kurulu üyelerinin bilimle alakası yok!'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında iktidar kadar Koronavirüs bilim Kurulu üyelerini de topa tuttu. Kılıçdaroğlu, "Bilim Kurulu'nun ne dediği belli değil. Orada oturanların hiçbirinin bilimle alakası yok" iddiasında bulundu

Gündem Yayın: 06 Nisan 2021 - Salı - Güncelleme: 06.04.2021 15:27:46
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
1046 okunma
Google News

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti kongrelerine tepki gösterdi. Partisinin kurultayı ile AK Parti kongrelerini karşılaştıran Kılıçdaroğlu, "Hangisi örnek, hangisi ülkeyi adaletle yönetir?" diye sordu. Kılıçdaroğlu, "CHP gelse iktidarı yönetebilir mi diyorlar. Bal gibi de yönetir, açlık olmaz, sefalet olmaz" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, Bilim Kurulu üyelerini de hedef aldı. 104 emekli amiralin skandal bildirisine sahip çıkmaya devam eden Kılıçdaroğlu, "Emekliler dünyanın neresinde darbe yapıyor? Bunlar akıllarını gerçekten peynir ekmekle yemişler." iddiasında buludu. İşte Kılıçdaroğlu,  CHP Grup Tolantısı'ndaki açıklamalarından satır başları...

 

- Hep beraber sağlık çalışanlarını alkışlıyoruz. Günün 24 saati çalışıyorlar, çocuklarını bilegörmüyorlar. Hayatlarını feda ediyorlar. Hayat kurtarmak için hayatlarını feda eden insanların elleri öpülmez mi arkadaşlar? Bir istekleri vardı, Kovid-19 dolayısıyla hayatını kaybedenler için meslek hastalığı olsun. Bunu yapmadılar. Vicdan yok mu sizde?

 

- Bunun sorgulanması lazım. Çok sayıda sağlıkçı hayatını kaybetti bu süreçte. Şu soruyu sormak gerekir; Bütün bunların sorumlusu kim? Bu ülkeyi yöneten kim? Bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olan kim? Her vatandaşımın sormasını istiyorum. Her vatandaşımız yeri geldiğinde 'Dur arkadaş' diyebilmeli. 

 

- Aslı Özkısırlar. Bu genç kızımız 21. yüzyılda hastanede yatak bulamadığı için hayatını kaybediyor. 'Bay Kemal' sorumlu diyecekler. Beyefendi bu işin sorumlusu sensin sen, sen yönetiyorsun bu ülkeyi. Dayısı olana ambulans hazır, peki ya garibana? 'Dostlarımızla iktidara geleceğiz' diyoruz. Bizim dostlarımız halktır halk, garibanlardır. 

 

Kayserili Sidar'a ceza var, AK Parti kongresine yok

- Kayseri'de Sidar adında 16 yaşında bir kızımız. Evine giderken güvenlik görevlisi çağırıyor, maskeyi nizami takmadın diyor ve ceza kesiyor. Sidar'ın babası esnaf. 900 lira ceza kesiyorlar. Nereden ödeyecekler? Ödeyemiyorlar tabi. 22 Mart'ta bir mektup, icra servisine geleceksin diyorlar ve ödeme emri talep ediliyor. 16 yaşındaki kız maskeyi nizami takmamış, 900 lira ceza, sonra sen ödeyemezsen babandan ev ne varsa haczedeceğiz parayı alacağız diyor.

 

- AK Parti'nin kongresinde maskesiz bir sürü insan var. Ceza var mı bunlara yok? E kim bunların dayısı? Bunlara ceza yok. Bunu vicdan kabul eder mi? Ahlak kabul eder mi? Çifte standart devlet yönetiminde olmaz. Birisine ikramiye birisine zulmedeceksin. Devlet böyle yönetilmez, vatandaşlar arasında ayrım yapılmaz. Bunlara da ceza keseceksin o zaman ben de diyeceğim ki seni kutluyorum, vatandaşlar arasında ayrım yapmadın.

 

CHP devleti yönetebilir mi?

- Tuttular taaa Karadeniz'den başladılar kalabalık kongrelere. Ya yanlış bu arkadaş. Kongreler yaptılar, defalarca söyledik yanlıştır diye. Sorsunlar gazetecilere; CHP'nin kurultayı nasıl oldu? Kurultayı yapmadan önce Sağlık Bakanlığı'na yazı yazdık 'Kongremizi nasıl yapalım?' diye. Cevap verdiler, kapalı alanda yapmayacaksınız, sosyal mesafeyi koruyacaksınız diye.

 

- Şimdi söyleyin bakalım devleti kim adaletle yönetir, kim vatandaşlarına değer verir. CHP gelse iktidarı yönetebilir mi diyorlar. Bal gibi de yönetir, açlık olmaz, sefalet olmaz. 

 

Allah aşkına kendinize Bilim Kurulu demeyin!

- Bir de Bilim Kurulu var. Allah aşkına kendinize Bilim Kurulu demeyin ya bilime ayıp, ne dedikleri belli değil. Nasıl yönetiliyor bu ülke? Bilim Kurulu var... Hikaye tamamen! Orada oturanların hiçbirisinin bilimle ilgisi yoktur.

 

- Oturmuşlar oraya, Bilim Kurulu ayrı, Sağlık Bakanı ayrı yerden çalıyor, Saray ise kaç kişi ölürse ölsün diyor. Kontrolü tamamen kaybetmişler ve devleti yönetemiyorlar. Sadece tek düşündükleri koltukları.

 

- Peki bu fatura kime çıkıyor? Saray ve beslemelerinin durumu çok iyi. 1 değil 5 yerden, avro üzerinden maaşlarını alıyorlar. Vergi de ödemiyorlar bunlar. Bunların umurunda değil. 100 kişi değil 100 bin kişi de ölse bunların umurunda değil.

 

- Bunların derdi ben paramı nasıl alacağım, Londra'daki bankalara nasıl yatıracağım. Peki esnafın, manavın, taksicinin durumu... Esnaf kardeşime soruyorum, senin kapandığın dönemde en çok kongreleri kim yaptı? Her 100 metrede bir dükkan kapandığını görüyoruz, geçinemiyor, kirayı ödeyemiyor adam. Saray'dakiler bunu biliyor mu? Bilse ne olur bilmese ne olur onun gözünde esnaf yok ki zaten. Ama esnaf artık eski esnaf değil sana sandıkta hesabını soracak biliyorum.

 

Bahçeli yoksulluğun değirmenine su taşıyor

- Halkın ikinci el ayakkabı sorduğu bir dönemi yaşıyoruz. Diyorum ya kontrolü kaybetmiş vaziyetteler, dağılmış durumdalar, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bu tabloya Bahçeli de destek veriyor. Bütün bu yoksulluğun değirmenine su taşıyan kişi Bahçeli'dir. Emin olun bunlarda vicdan yok. 

 

- Onun tek derdi var, sarayın bekçiliğini yapmak. Ülkücü kardeşlerime şunu söylemek isterim. Hiç meraklanma, ben milliyetçiliğin ne olduğunu Bahçeli'ye de göstereceğim, dünyaya da göstereceğim. Ben saray beslemelerine asla itibar etmeyeceğim.

 

Emekli amirallerin bildirisine sahip çıktı

- Vay efendim Türkiye'de darbeciler var. Ne darbesi ya? Emekli büyükelçiler açıklama yaptı tık yok emekli amiraller açıklama yaptı vay darbe var. Ne darbesi? Bütün bunların üstünü örtmek için. Çiftçinin, esnafın sorununu çözmek için, işsizlik sorununun üstünü örtmek için. Kimse yemiyor artık bu numaraları. Kardeşim ben açım aç, dükkan kapalı dükkan sen neden bahsediyorsun diyor. Ya emekliler dünyanın neresinde darbe yaptı? Bunlar akıllarını gerçekten peynir ekmekle yemişler.

 

- Artık ortada bizim anladığımız anlamda devleti sağlıklı yöneten bir iktidar yoktur. Ortak da sağlıklı bir ortak değil, bakanlar bakan değil, bürokratlar ise hiç bürokrat değil tamamı yağcılardan oluşmuş ve 'evet efendim'ci. 

 

- Sordum, 128 milyar dolar nereye gitti? Bu sorunun cevabını almış değiliz. Cevabını veremiyorsa sarayın bekçisine söylesin, o cevap versin. Bizim için fark etmez. Esnafa sordum, 'Biz almadık' diyor. Simitçiye soruyorum, 'Dalga mı geçiyorsun?' diyor. 128 milyar dolar nereye gitti diye soran Merkez Bankası Başkanı'nı neden görevden aldınız?

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.