Diyarbakır annelerinin 'evlat nöbeti' 50. gününde

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, partinin il binası önünde 3 Eylül'de başlattığı oturma eylemi 50. gününde.

Gündem Yayın: 22 Ekim 2019 - Salı - Güncelleme: 22.10.2019 18:00:53
Editör -
Okuma Süresi: 3 dk.
1144 okunma
Google News

Diyarbakır'da anne Hacire Akar, dağa kaçırılan oğlu Mehmet Akar için 22 Ağustos'ta, sorumlu tuttuğu HDP'nin il binası binası önünde oturma eylemi başlattı. 

 

Oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı oturma eylemi sonuç veren anne Akar, kararlı mücadelesiyle 24 Ağustos'ta oğluna kavuştu. Hacire annenin oğlu için gösterdiği mücadele, benzer acıyı yaşayan, yüreği evladına duyduğu özlemle yanan diğer annelere de örnek oldu.

 

Akar'ın mücadelesini örnek alan Fevziye Çetinkaya, Remziye Akkoyun ve Ayşegül Biçer'in 3 Eylül'de başlattığı oturma eylemine katılan ailelerin sayısı her geçen gün arttı. Partinin il binası önünde gün boyu bekleyişlerini sürdüren annelerin oturma eylemine destek ziyaretleri, Türkiye'nin her ilinden sürüyor.

 

Başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk olmak üzere, şehit aileleri, siyasetçiler, sanatçılar, gazeteciler, yazarlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, toplumun her kesiminden vatandaşlar aileleri ziyaret ederek, acılarını paylaştı, desteklerini bildirdi.

 

HDP'lilerin tehdit ve hakaretlerine rağmen evlatlarına kavuşma özlemiyle eylemlerinden vazgeçmeyen aileler, yağmur altında da olsa evlat nöbetine devam ediyor.

 

"On yıl da olsa gitmem"

 

Oturma eylemine 6 Eylül'de katılan annelerden Mevlüde Üçdağ, 1 Haziran 2015'ten bu yana haber alamadığı oğlu Ramazan Üçdağ için eyleme dahil olduğunu belirterek, sadece evladını istediğini söyledi.

 

HDP'lilerin kendilerine hakaret ettiğini ifade eden Üçdağ, "Evladım onların elinde. Evladımı almadan gitmem. 1 yıl da 10 yıl da olsa gitmem. Yağmur, kar, taş da yağsa buradan ayrılmayacağım. Son kişi dahi kalsam, evladımı almadan buradan gitmeyeceğim. Oğlum zararsızdı, namazındaydı, siyasetle ilgisi yoktu." diye konuştu.

 

Üçdağ, oğlunun elinin kalem tuttuğunu, onu ailesine ve devletine hayırlı bir evlat olarak yetiştirdiğini dile getirerek, "Niçin onların evlatları Avrupa'da, niçin benim evladım dağda? Bu Kürt-Türk meselesi değil. Kuran tutan eller hayatta bir kişiyi öldürebilir mi? Hangi yürek buna dayanır?" dedi.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.