AK Parti için bu sözler değişimin habercisi!

"24 Haziran genel seçimlerinde bize kırgın olan vatandaşlar bizi, yerel yönetimler üzerinden eleştirerek "bu sefer farklı olacak" cümlesini kullanarak bize ayar vereceğini ima ederek mesaj veriyordu. Yine tercihini bizden tarafa kullanacağını düşünüyordum. Ancak bu sefer çok farklı bir refleksle hareket ettiğine şahit olduk."

Bu sözler ve daha fazlası dünün siyasi kulislerini bir anda altüst etti.

Çünkü ilk defa AK Parti içinden bir yetkili isim çıkarak "biz tepki bekliyorduk ama bu kadar büyüğünü beklemiyorduk!" babından samimi bir öz eleştiri yaptı. Hem de basına...

Zira 31 Mart gecesi sonuçlar netleşir netleşmez Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk yaptığı açıklamada "mesajı aldık" demişti. Ardından gözler, seçim sonuçlarına dair geniş çaplı değerlendirmenin yapılacağı Kızılcahamam toplantısına çevrilmişti.

Çünkü toplumda bir değişim beklentisi oluşmuştu. Belediyelerin kaybedildiği il, ilçe ve beldeler ile 24 Haziran seçimlerine oranla yüksek miktarda oy düşüşünün yaşandığı yerlerdeki il, ilçe ve belde başkanlarının görevden alınmaları, AK Parti'nin MKYK ve MYK'sı ile buna paralel kabinede dar kapsamlı bir değişim siyasi kulislerin ilk gündemi idi.

Ancak süreç farklı işledi.

Yerel seçimlerin hemen ardından İstanbul seçimleri ve yenilenme süreci patlak verdi ve değişim beklentisi güncelliğini yitirdi, böyle olunca da AK Parti cephesinden seçimlere dair bir başka yeni içerik veya öz eleştiri gelmedi. 

Ta ki düne kadar...

Burada bir paragraf açmalıyım.

Aslında AK Parti bugüne kadar her seçim sonrası, sonuçları gerek saha bazında gerekse bilimsel olarak masaya yatırıp, en doğru şekilde tahlilini yapan ve buna göre yol haritasını belirleyen partidir. Son seçimlere dair öz eleştiriyi de AK Parti kendi içinde, yetkili yetkisiz tüm bireyleriyle tartışıyor, "Nerede hata yapıldı? Nerde halktan koptuk?" sorusunun cevabını arıyor.

Ama kapalı kapılar ardında, sohbetlerde...    

                       ******                                    *******                             *******

İşte AK Parti Teşkilat Genel Başkan Yardımcısı Azmi Ekinci'nin Star gazetesinden Fadime Özkan'la yaptığı söyleşi, parti içindeki değerlendirmelerin dışarıya yansıması açısından önem teşkil etti.

Azmi Ekinci'nin söyleşisinin tamamını okudum. Altını çizdiğim belli başlıkları şunlar:

Bu seçimlerde ilk defa seçmenin partiyi sorguya çektiğini söyledi:

"Şimdiye kadar yapılan 15 seçimin tümünde vardım. Daha önce kendi seçmenimize gittiğimizde adres vererek şöyle derlerdi: "Bize gelmeyin, filan kişiye/kişilere gidin." Şimdi seçmenimiz oturuyor bizimle saatlerce tartışıyor. Her şeyi sorguluyor. Bu bizim seçmenler konusunda geldiğimiz nokta ve üzerinde çok iyi bir şekilde durmamız gereken bir gerçek."

Teşkilat Başkan Yardımcısı Azmi Ekinci, yönetimsel sıkıntıların geldiği noktayı "Adam kayırma, rantçılık gibi negatif şeylerin yanında vatandaşın ayağına gitmeme, halktan kopukluk, marjinalleşme gibi hususlar. (...) Ayrıca belediye başkanı, yardımcıları ve yöneticilerinin israf ve şatafatları eleştiriliyor. Bunların etrafında dolaşan ihalecisi, müteahhidi gibi kesimlerden oluşan gruplarda ciddi bir ekonomik statü farklılığına oluşan tepki." olarak belirtirken, tanzim satış mağazaları gibi bazı uygulamalardan dolayı da "siz yönetemiyorsunuz!" algısının oluştuğunu üzülerek söylüyor.

Ve bir başka öz eleştiri...

-AK Parti'nin bana göre iki hatası veya eksiği var. Teşkilatçı gözüyle söylüyorum. İlki şu: "14 seçim yaptık, işi öğrendik, çocuk oyuncağı bu!" şeklindeki öz güven. İkincisi 24 Haziran'dan sonra İstanbul'da teşkilatlarda büyük değişikliğe gidilmesi. Bu işler tecrübe ister. İşin farkına varılmaması tecrübesizlikten."

 Doğru söze ne denir ki?..