'31 Mart sonrasında ülkemizi çok daha ilerilere taşıyacağız'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen İlim Yayma Vakfı 48. Olağan Genel Kurulundaki konuşmasında, İlim Yayma Vakfı'nın 1973'ten bu yan İlim Yayma Cemiyeti'nden aldığı mirasla, milli ve manevi değerler ışığında eğitim faaliyetlerini sürdürdüğünü dile getirdi.

Vakfın kurucu kadrosunun, Türkiye'nin "en kasvetli" döneminde, baskının ve şiddetin sokaklarda kol gezdiği dönemlerde, Necip Fazıl Kısakürek'in ifadesiyle "sağına ve soluna bakmadan ben varım" dediğini aktaran Oktay, "İlim Yayma ailesi, ülkemizin manevi pınarlarının kurutulmaya çalışıldığı dönemlerde millete güç vermiş, kuvvet vermiştir. Vakfın milli, ahlaki, manevi ve kültürel değerleri benimseyen, geliştiren, vatanını ve milletini seven bir toplumun yetişmesine sağladığı katkıları saymakla bitiremeyiz." diye konuştu.

Oktay, Türkiye'de bir sivil inisiyatif olarak ilk defa üniversite öğrencilerine burs destekleri ve yurt inşası gibi faaliyetleri başlatanların İlim Yayma Vakfı gönüllüleri olduğunu kaydederek, "1973'ten bu yana davasına sadık kuşaklar yetiştirmek, İlim Yayma Vakfı'na gönül verenlerin düsturudur. Sabahattin Zaim Üniversitesiyle İrfan Okullarıyla ve burs destekleriyle geleceğimizin teminatı olacak şuurlu bir gençlik yetiştirmek için nice gayretler verilmektedir. İlim Yayma Vakfı, bugün maddi manevi desteklediği üniversite öğrencileriyle eğitim kurumlarıyla ve en önemlisi istikametiyle milletimizin gururudur." dedi.

İlim Yayma Vakfı bünyesindeki eğitim kurumlarının başarılı ve ahlaki sağlam yapısıyla şahsiyetli fertler yetiştirmeyi amaç edinerek hizmet verdiğini anlatan Oktay, üniversitenin yanı sıra yurtlar ve özel eğitim kurumları vasıtasıyla öğrencilere, lisans, yüksek lisans ve doktora aşamalarında maddi ve manevi destek sağladığını söyledi.

Oktay, gençlerin gönül dünyasının zenginleştirilmeye ve akademik başarılarını desteklenmeye devam edileceğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"Genç nesillerimiz için yapacağımız faaliyetler değerlerimizin aktarımını sağlayacak ve toplumumuzu geleceğe hazırlayacak. Biz gençlerimize sahip çıkmazsak, istikbalimizi karartmayı hedefleyenler onları tuzaklarına çekmenin bir yolunu bulacaktır. Kötülüklerle mücadele etmek istiyorsak iyilikleri çoğaltacağız ve kötülüğe alan bırakmayacağız. İlim Yayma Vakfı'nın tedrisatından geçen nesiller, daima yerli ve milli olmuşlardır. Bunu özellikle tekrar tekrar ifade ediyorum. Yürekleri vatan ve millet için çarpmıştır. Beyinlerini kiraya vermiş FETÖ'cü hainlere ve taşeron örgütlere karşı milletinin yanında dimdik durmuşlardır. İlim Yayma Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarımız gençlerimize sahip çıktıkça bu ülkenin gençleri Kandil'den, Pensilvanya'dan emir alan şer odaklarının ve inançlarımıza uygun olmayan tehlikeli akımların ağlarına da düşmeyecektir. Gençlerimizin gönül dünyalarını doyurmayı da ihmal etmeyerek onların özellikle internet ve çevrimiçi oyun bağımlılığı ve aşırı sosyal medya kullanımı gibi risklerden korunmasına bizler vesile olacağız."

"Kazanımları kararlılıkla korumaya ve sürdürmeye devam edeceğiz"

Ülke gençliğinin 1970'lerde "sağ-sol" denilerek parçalandığını, binlerce gencin hayatının kararmasına göz yumulduğunu, 1980'lerin başında darbelerin yaşandığını, 1990'larda öğrencilerin yüzlerine üniversite kapılarının kapatıldığını, ikna odalarında baskı uygulandığını anlatan Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İmam hatiplerin birer tehdit unsuru görülerek kapatılmasını, katsayı hileleri ve türlü baskılarla öğrenci sayısının düşürülmesini yine birlikte yaşadık, gördük. Bunları tecrübe eden kadrolar 17 yıldır devletin siyasi, idari ve ekonomik düzenini, insan onuru ve temel hakları merkeze alacak şekilde yeniden tasarladı, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde. Bireysel hak ve özgürlükler ile insan onurunu yüceltmeyi temel gayemiz olarak belirledik. Önümüzdeki dönemde de tüm alanlarda sağladığımız kazanımları kararlılıkla korumaya ve sürdürmeye devam edeceğiz. Mücadeleyle dolu bu uzun yolculuğumuzda 31 Mart seçimleri önemli bir dönüm noktasıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağladığı hız ve dinamizmin tüm avantajlarını kullanarak yerel seçimlerden sonraki dönemi, güçlü icraat dönemi olarak en iyi şekilde değerlendireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 31 Mart öncesinde olduğu gibi 31 Mart sonrasında da yerel yönetimlerimiz ile birlikte ülkemizi çok daha ilerilere taşıyacağız."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ı, "Türkiye'nin kalbinde taht kurmuş büyük bir marka" olarak tanımlayarak, "Ülkemizin her köşesinin inşa ve ihya edilmesine sayısız katkı sağlamış olan Binali Yıldırım, 'Evimiz işimiz İstanbul' diyerek tüm samimiyetiyle İstanbul'u rekorlarla atılımlarla çözümlerle buluşturmaya geliyor. 'Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz' düsturu ve Türkiye aşkıyla ülkemizi ihya ettiği gibi İstanbul'da da en iddialı projeleri, İstanbul sevdasıyla hayata geçireceğine her İstanbullu gibi ben de yürekten inanıyorum." diye konuştu.

Konuşmasının ardından Oktay'a, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Yücel Çelikbilek tarafından bir hediye takdim edildi.

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Çelikbilek, "Bu ülkenin insanlarının birçoğu ciddi anlamda mağdur edildi. Bir nesli yok etmek istediler, ellerinden gelse toptan ortadan kaldıracaklardı. Ama hesapları yanlıştı. Onların 'bitireceğiz' dediği nesiller, bu ülkenin yeniden canı olarak, hayat damarı olarak, kanı olarak ülkemizin her tarafında." dedi.

Çelikbilek, konuşmasında vakfın, yok edilmek istenen düşünceleri, yok edilmek istenen ülke gerçeklerini, bir kere daha hayata geçirmek ve yaşatmak için kurulduğunu anlattı.

Yücel Çelikbilek, değerlerinden dolayı millete yaşatılan zorlukları unutmadıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bu milletin evladı olmak, bu milletin bir ferdi olmak, bu milletin değerlerini taşımak için çırpınan insanlarımıza reva görülen haksızlıkları, 28 Şubatları ve arkasından gelen günleri asla aklımızdan çıkartmadık, hiç çıkartmayacağız. Bu ülkenin insanlarının birçoğu ciddi anlamda mağdur edildi. O mağduriyet bizim insanımıza, ülkemize çok ciddi zararlar verdi. Bir nesli yok etmek istediler, ellerinden gelse toptan ortadan kaldıracaklardı. Ama hesapları yanlıştı. Onların bir hesabı varsa Rabb'imizin çok daha farklı bir hesabı vardır. Onlar ikinci hesaba, Rabb'imizin hesabına tosladılar. Zannettiler ki 'Bu yaptığımız vahşeti, gaddarlığı bin yıl sürdüreceğiz.' Ama birkaç yıl geçmeden son buldu. Onların 'bitireceğiz' dediği nesiller, bu ülkenin yeniden canı olarak, hayat damarı olarak, kanı olarak ülkemizin her tarafında."