15 Temmuz'un ruhuna yakışmadı!

Gündem Yayın: 17 Temmuz 2019 - Çarşamba - Güncelleme: 17.07.2019 11:27:40
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
1120 okunma
Google News

AK Parti İstanbul seçimlerini neden kaybetti ve niye bu kadar büyük fark yedi? Pek çok nedeni var. Partinin aklıselim insanlarının yaptığı öz eleştirilerde ilk 3'ün içinde halktan uzaklaşması gösteriliyor.

 

Nitekim o gün akşam saati Binali Yıldırım AK Parti İstanbul İl Binası'ndan çıkıp üzgün bir şekilde aracına doğru ilerlerken, şerit ve kordonların arkasında kendisine sevgi gösterisinde bulunanlardan biri yanına gelmek ister. Ama güvenlik güçlerinin engelini aşıp gelemez. O sırada bir basın mensubu mikrofonu uzatıp kendisine "Efendim neden kaybettiniz?"diye sorar.

 

O da vatandaşı göstererek çaresiz bir şekilde "işte bu ayrımdan dolayı kaybettik" der.

Bu anekdotu, o gün yanında bulunanlardan bir partili anlatmıştı.

 

 Ve buna benzer bir durum Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bölge milletvekilleriyle yaptığı lokal değerlendirme toplantılarında da dile getirilir.
"Efendim, korumalarınız yüzünden sizlere ulaşamıyoruz. Bakanlar ve bürokratlar telefonlarımıza çıkmıyor. Halkımızın sorunlarını iletecek mecra bulamıyoruz"

 

Hal böyle iken; halkla araya set çekmeye son sürat devam ediliyor. En basitini 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde yaşadık. Tam anlamıyla kent adına üzücü bir durumdu ve günün ruhuna hiç yakışmadı!..

 

                           *******                                    *******         

                

Fomara Caddesi'nden başlayarak Şehreküstü ile Haşimişcan'a uzanan ve 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nı içine alan büyük bölüm, geçen cuma günü çelik bariyerlerle kısım kısım çevrildi.Sanırsınız burada Cumhurbaşkanı büyük bir miting yapacak ya da AK Parti İl Binası'nı ziyaret edecek.

 

Öyle olsa kimsenin diyecek bir sözü olamaz. Ama hayır, öyle değil.

Burada 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri düzenlenecekti de ondan.

Tam 3 gün öncesinden.

 

Söz konusu güzergâh kentin hem yaya hem de araç trafiğinin en yoğun olduğu merkezi. Küçücük bir müdahalede kent trafiğini anında etkiliyor. Çevre esnafından tutun da yayalara, araç şoförlerine kadar pek çok insan günlerdir çevrenin bu bariyerlerle örülmesine tepki gösterdi.

 

                                     ******                         *******                           

   

Bir kere şu soruların cevabını belleğimize iyice kazımamız lazım.

 

15 Temmuz'un tarafları kimdi?

-Yönetimi devirmek isteyen sözüm ona şerefli Türk üniformasını giymiş olan darbeci askerler ile onlara göğsünü siper eden yediden yetmişe bu millet.

 

15 Temmuz'un amacı ne idi?

-Darbeden çok işgal girişimi. Çünkü hiçbir darbede, asker kendi TBMM'sini, kendi kritik kurum binalarını bombalamadı. Çünkü hiçbir darbede, asker kendi tankını silahsız halkın üstüne sürmedi. Keskin nişancılarıyla halkı kurşun yağmuruna tutmadı.

 

15 Temmuz ne ifade ediyor?

-Yediden yetmişe bu milletin devletine, vatanına, birliğine ve iradesine sahip çıkmasını.

Peki, halk sokağa çıkmasa idi, bugün ne olurdu?

 

-FETÖ hâkimiyetinde, ABD uşağı bir Türkiye.

O halde halkın içinde olduğu böylesine farklı bir günde, halkı 'protokol uygulaması' yapacağım diyerek bariyerlerin dışına atmak niye? Kimi kimden koruyorsun? Asıl protokolde oturması gereken bu halkın ta kendisi!..

 

Ben de 15 Temmuz gecesi o il binasında ve meydanda idim. Ne bir bariyer vardı ne bir koruma. Bursalılar göğüslerini siper ederek il binasını korudu. Hadi diğer resmi bayram kutlamalarını anladım, ama hiç olmazsa halkı, bu anlamı diğerlerine göre farklı günün etkinliğinde bariyer çilesiyle karşı karşıya getirme. Ve o etkinlik süresince de akşam vakti, 'kortej yürüyüşü yapacağım' diyerek trafiği kilitleyip, halkı bezdirme.

 

Her ne kadar etkinliği AK Parti İl Başkanlığı ile Büyükşehir Belediyesi yapsa da bariyerlerle çevrilmesi, güvenlik tamamen Bursa Valiliği'nin kapsamında.

 

Ve maalesef burada üzüldüğüm nokta, AK Parti İl Başkanlığı'nın bu ayrıma müdahale etmemesi!..

 

"Arkadaşlar 3 yıl önce olduğu gibi bugün de halkımızla yan yanayız. Sınır yok, bariyer yok,  protokol uygulaması yok, koruma yok" denseydi iyi olmaz mıydı?..

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.