Cennet Cankılıç yazdı: Doktor Aktaş’ın minik hastaları için yazdığı reçetede ne var?
Allah muhafaza, olmasın da, hadi diyelim ki, çocuğunuzun burnu akıyor, başı ağrıyor. Üşüttü. Aldınız hemen bir hastaneye götürdünüz. Çocuk doktoruna muayene oldunuz. Doktor bey size Sağlık Bakanlığı’nın reçetesini uzattı: “gidin bunları eczaneden hemen alın çocuğunuza içirmeye başlayın” dedi. İkinci bir reçete daha verdi:
“Hemen kapı çıkışında eczanemiz var, bunları da oradan ücretsiz alabilirsiniz” dedi.
Tabii siz çocuğunuza üzüldüğünüz için reçetelerin üzerine bakmadan koştura koştura doktorun kapının çıkışında dediği eczaneye gittiniz. Bir de ne göresiniz.
Karşınızda 7 cücelerin kulübesi benzeri beyaz çatılı küçük bir ev var. Sanki masal diyarından çıkmış, konmuş. Üzerinde de “Kitap Eczanesi” yazılı tabela asılı.
Şaşkın şaşkın bir eczaneye, bir çevreye bir de elinizdeki reçeteye bakıyorsunuz.
İşte o zaman “Hay Allah” deyip, kendi kendinize gülmeye başlıyorsunuz. Çünkü doktorun size verdiği ikinci reçetenin üzerinde ”Günde en az 10 sayfa olmak üzere tok karnına, tercihen bir bardak ılık süt eşliğinde okunması tavsiye olunur” yazıyor.
Ve o küçük eczanedeki görevli size gülerek, içeriden içinde resimli hikâye ve masal kitapları bulunan bir zarf uzatarak, yanınızdaki çocuğunuza “iyi okumalar” diyor...
