Boğaziçi’ndeki eylemler amacından saptırılıyor…

İstanbul Üniversitesi’ne girdiğim 1985’de üniversitenin önündeki YÖK karşıtı eylemlere katılmadım çünkü içlerinde radikal örgütlerin temsilcileri vardı ama, 1980 darbesi ürünü olan YÖK’ün, üniversitelerin özerkliğine ve bilim yuvası özelliğine ters bir kurum olduğu görüşünü savunan ve kesinlikle kaldırılması gerektiğini düşünenlerdendim.

Yayın: 05 Şubat 2021 - Cuma - Güncelleme: 05.02.2021 09:17:50
Editör -
Okuma Süresi: 2 dk.
1376 okunma
Google News

Gençlik mi dersiniz, yoksa zamanla yaşın verdiği bilgi, birikim ve  tecrübe, deneyim mi dersiniz, yoksa hayatın ve devletin otoritesinin zamanla sizi belli bir düşünce kalıbına göre yontması mı, ya da zamanın şartlarının yenilenmesi mi dersiniz. Adına ne derseniz deyin, değişim zamanın ruhuna göre kendini her biçimde gösteriyor.

 

Aynen, 60’ların akımında yetişen gençliğin 90’larda belli bir olgunluğa geldiğinde farklı düşünmesi gibi, aynen 70’lerde ve 80’lerdeki Tür gençliğinin 2000’lerde o sağ-sol kardeş kavgasından pişman olduğu gibi… Aynen 80 ve 90’larda üniversitede okuyanların bugün daha farklı düşünce ve siyasal akımlarla yeni bir bakış açısına sahip olmaları gibi…

 

Ama şimdi?

 

Hiç de öyle düşünmüyorum.

 

Aksine YÖK’ün de içinde bulunduğu kurumların, özel ve kamu üniversiteleri ile STK temsilcileriyle daha da güçlendirilip, içlerinde özerk bir yapıya bürünmesi  ve alt düzenlemelerini ona göre sağlam ve demokratik olarak yapılanmaları gerektiğine inanıyorum. Çünkü, kurumların demokrasilerde devletin idari mekanizmasının vazgeçilmez unsurları olduğu bir gerçek!..

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN...

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.